Sayfalar

28 Mart 2011 Pazartesi

İKİ HAGİ




Mehmet AYSAN

Biri 1996 yılında futbolcu olarak gelmişti buralara, "şaka mı bu" diye düşünürken, hakikaten bizim formayı giyivermişti Manaco ile oynanan sezon açılış maçında. Dönemin teknik direktörü Fatih Terim, "Hagi'yi istermisin" diye soran yönetici Ergün Gürsoy'a "kim istemez ki" diye cevap vermişti. Çünkü O, zamanının Maradona'sıydı.

Diğeri Teknik Direktör olarak önceki gelişini saymazsak 2010 yılında geldi eski yuvasına. İşsizdi, çalıştırdığı her takımda istisnasız başarısız olmuştu. Hatta Bursaspor, O'nunla açtığı sezonda, kovulmasına rağmen, tarihinde ilk kez küme düşmüştü. Kendi ülkesinin milli takımını da çalıştırmış, perişan etmişti.

İlki, bir şampiyonlar ligi maçında, kazanmak zorunda olduğumuz bir maçta, son dakikada, A.Bilbao'ya enfes bir gol atarak, 2-1 kazanmamızı sağlayan bir futbol dahisiydi. Diğeri ise, 3-1 mağlup olduğu Büyükşehir Belediyespor maçında, gene son dakikada Kazım'ı oyundan alıp, Emre Çolak'ı oyuna sokacak kadar pusulayı şaşıran bir teknik direktördü.

Önce geleni, 18 yaşındaki Emre Belözoğlu'nun sahaya çıkarken ayakkabısını dizinin üzerine koyup bağlayacak kadar mütevazi, sonra geleni, sakız çiğnedi diye, bir ton para ve emek verilerek transfer edilen Misimoviç'i, takımın en çok ihtiyacı olduğu zamanda kadro dışı edip, affetmeyecek kadar kibirliydi.

96'daki Hagi, Filipescu ve İlie gibi dünya çapında yıldız olabilecek futbolcuları önceden keşfedip, Galatasaraya tavsiye eden bir define avcısıyken, 2011'deki Hagi, Stancu ve Zapata gibi beş kuruş etmeyecek ve takımın elinde patlayan 3.sınıf yabancıları takıma aldıracak kadar beceriksizdi.

Eski Hagi, sahada ikinci bir Teknik Direktör gibi, herkese duracağı ve koşacağı yeri gösteren bir taktisyen iken, yeni Hagi, Sabri'yi orta sahada, Cana'yı stoperde oynatacak kadar futbol fakiriydi.

Belki daha çok fark sayılabilir eski Hagi ile yenisi arasında. Ama saydıklarımız anlatmak için yeter de artar herhalde. Şöyle de bağlayabiliriz yazıyı; adı ve ülkesi dışında herşeyi değişip gelmişti tekrar aramıza. Bugün artık ülkesine geri döndü efsanemiz. İyi ki döndü, çünkü; biz ilkini çok ama çok sevmiştik, ama ikincisinden de az daha nefret ediyorduk...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder