Federasyon'un yabancı teknik direktörlere uyguladığı yasağı kaldırdığı (1980-1981 sezonu) yıllardayız. Fenerbahçe Başkanı Ali Şen, Eintracht Frankfurt'u 3 ay önce UEFA şampiyonu yapan Alman Friedel Rausch'u takımın başına getirmiş. Tek hedef önceki sezon ikinci olan takımı açık ara farkla şampiyon yapmak.
Kanarya lige iyi başlıyor, TSYD Kupası'nda Galatasaray'ı 5-0, ardından Orduspor'u 1-0 mağlup ediyor. İlerleyen haftalarda takım içinde bir huzursuzluk baş gösteriyor, ücret dağılımındaki dengesizlik, Alman ekolünün futbolcular tarafından tam anlaşılamaması takımı olumsuz etkiliyor. 8. haftada Adanaspor'u yenip liderlik koltuğuna oturuyor ama Gaziantepspor yenilgisinden sonra büyük bir kriz baş gösteriyor.
Art arda alınan mağlubiyetler, futbolculara ödenmeyen paralar, kongre kulisleri takımı dibe çekiyor. Sezon sonuna göz atalım.
Trabzonspor (39) şampiyon, Adanaspor (34) ikinci, Fenerbahçe (29) onuncu. Küme düşen Rizespor ile puanı aynı, averaj ile kümede kalmış. 12 maç boyunca bir gol bile atamayan takım, ezeli rakibi Galatasaray'a iki maçta da yenilmiş.
Bir sonraki sezon Rausch takımı silkeleyip kendine getiriyor. Fenerbahçe stadı onarımda olduğu için açılışı Ali Sami Yen'de yapıyor. Takımda 10'dan fazla yeni oyuncu var. Kanarya, ilk yarıyı lider bitirse de sezon sonunda seyircisinin yüzünü güldüremiyor.
Beşiktaş, 14 yıl süren şampiyonluk hasretine son verirken, en çok kazanan ve gol atan takım ligi üçüncü bitiriyor. 1982-1983 sezonunda Alman hocayla yollar ayrılıyor, yeni kaptan Ambassador (Büyükelçi) lakaplı Branko Stankoviç dümene geçiyor. Gemi bu kez rötar yapmıyor. Türkiye Kupası finalinde Mersin İdman Yurdu'nu yenip çifte kupalı son sezonunu yaşıyor.
Kaynak : Zaman Gazetesi ( 10 Nisan 2011)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder